27 Ocak 2015 Salı

Beyazıt, Kapalı Çarşı (Grand Bazaar), Sahaflar

        Merhaba bu hafta çok sevdiğim çarşılardan birini ve güzel kitap cennetimi anlatmak istedim. Hem ne zamandır güzel İstanbul'umdan bahsetmiyordum. 




Kapalı Çarşı (Grand Bazaar)          Kapalı Çarşı İstanbul'un en popüler çarşısıdır diyebilirim. Çarşıyı Fatih Sultan Mehmet yaptırmıştır. Labirent şeklinde sokaklarının içinde hala kaybolduğumu 
var sayarsak öğrenmenin o kadar kolay olduğunu söyleyemeyeceğim. İçerisinde 4000 fazla mağaza bulunmaktadır. Her sokağında farklı meslek dallarının satış alanları bulunmaktadır. Çarşı girişinde gelişen konforlu, büyük mağazalar Türkiye’de elde imal edilen ve ihracatı yapılan hemen bütün eşyayı satışa sunmaktadır. El halıları ve mücevherat geleneksel Türk sanatının en güzel örnekleridir. Bunlar kalite ve orijin belgeleri ile satılır ve dünyanın her tarafına garantili gönderme yapılır. Halı ve mücevheratın yanında meşhur Türk işi gümüşten yapılmış eserler, bakır, bronz hediyelik ve dekoratif eşya, seramik, oniks ve deriden mamul, üstün kaliteli, Türkiye hatıraları zengin bir koleksiyon oluştururlar.Batılı yazarlar, seyahatname ve anılarında Kapalıçarşı’ya geniş yer ayırmışlardır. Kapalıçarşı İstanbul'u süsleyen bir cennettir.Çarşının birçok kapısı bulunmaktadır. Bugün bizim giriş yapacağımız kapı Beyazıt Kapısıdır. Kapalı Çarşı pazar günleri hariç 08.00-19.00 arasında her gün açık bulunmaktadır.


Sahaflar Çarşısı (Kitapçılar Çarşısı)
         Burada sayısız kitapçıyla karşı karşıya kalacaksınız, ikinci el kitaplar, antika dükkanları ve çarşı girişinde sokak seyyarlarını göreceksiniz.




Ulaşım


Beyazıt'a ulaşım, çok basit bir şekilde metroyla sağlanmaktadır.

T1 ( Bağcılar- Kabataş) Hattından Beyazıt durağında inerseniz tam olarak Kapalı Çarşının önünde inmiş olursunuz. Bu durak işte bu durak başlıkta olan bütün alanların kapısı. Şimdi bu durağa nasıl ulaşabiliriz onu anlatacağım.

T1 metro hattına, 

-T4 ( Habibler - Topkapı ) hattını kullanarak ulaşabilirsiniz Topkapı yani son durakta inerseniz aktarma yaparak Beyazıt'a ulaşabilirsiniz.

-M1A ( Aksaray- Atatürk Havalimanı)  hattında Zeytinburnu durağında inerek yine aktarmayla Beyazıt durağına ulaşabilirsiniz.




       Kendi düşüncelerime gelirsek tabii ki çarşı aşığı bir insan olarak İstanbul'un en zevk aldığım yerlerinden biri olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Kapalı Çarşı'dan aşağı indiğinizde Demirciler Çarşısı, Mahmutpaşa ardından Mısır Çarşısı ve Eminönü'ne ulaşabilirsiniz.  İstanbul'un en sevdiğim yanı bu işte bütün sevdiğim mekanlar birbirine birkaç adım uzaklıkta.


            Başka bir mekanda görüşmek üzere, kendinizi çok sevin bol gezin ve mutlaka film izleyin. :)



17 Ocak 2015 Cumartesi

Pinocchio ''Güney Kore 2014'' Dizi Tanıtımı

Merhaba
Bugün size severek izlediğim çok güzel bir Güney Kore dizisi daha tanıtacağım. Bu  hafta finali oldu. İzleyince kesinlikle pişman olmayacağınız, aksiyon romantik ve dram şeklinde bir dizidir kendileri.

 







Pinocchio Künye
Bölüm sayısı: 20
Oyuncular : Lee  Jong Seok, Park Shin Hye, Kim Young Kwang, Lee Yoo Bi
Ülke: Güney Kore












Konusu


Yerel bir gazetede muhabirlik yapmaya başlamış, gerçeğin peşinden koşan bir grup 20'li yaşlardaki gençlerin aşklarını, başarısızlıklarının yanı sıra gelişmelerini anlatmaktadır.

Karakter Tanıtımı





Park Shin-Hye dizide, bir muhabir olan Choi In-Ha karakterini canlandırmaktadır. Choi In-Ha'nın "Pinokyo Sendromu" vardır. Ne zaman yalan söylese kendisini hıçkırık tutmaktadır. Kızım anneden biraz yaralı olmasına rağmen çok tatlı bir amcayla hayatını sürdürmektedir. :) Muhabir olma hayali gerçek olabilecek mi?









Lee Jong-Suk dizide, Choi Dal-Po karakterini canlandırmaktadır. O bir yayın şirketinde bir muhabirdir ve bu onun ilk yılıdır. Onun karakteri yakışıklıdır ancak berbat giyim tarzı ve saç stilinden dolayı insanlar bu fiziksel özelliğinden habersizdir. Ayrıca iyi bir hafızaya sahiptir ve ağzı iyi laf yapmaktadır.Aynı zamanda gizli sırlarla doludur.







Kim Young-Kwang dizide, aynı yayın şirketinde bir muhabir olarak çalışan Seo Bum-Jo karakterini canlandırmaktadır. Onun karakteri miras yedi diye tabir edilen bir karakter olmasına karşın Choi In-Ha'ya olan ilgisi onu muhabir olma macerasına sürüklemeye başlamıştır.







Lee Yoo-Bi dizide, aynı yayın şirketinde bir muhabir olarak çalışan Cha Hye-Seung karakterini canlandırmaktadır. O ürkek biri olmasına rağmen güçlü bir kişiliğe sahiptir. Ayrıca kendisi tam olarak Sasaeng* fandır ve bu özelliği muhabirken ona başarı getirmektedir.
        




       Birazcık  spoiler  vermeden yapamayacağım:) Karakterler öylesine birbirine bağlantılı ki özellikle bizim Choi In-Ha'nın annesini bazen öldürmek isteyebilirsiniz fakat unutmayalım ki herkes bir şansı hak eder. Bu yazımı özellikle final bölümünü izlemeden yazıyorum ki çok fazla şey açıklamak istemeyeyim yoksa dayanamıyorum biliyorsunuz. Benim güzel dedecim yumuşak kalpli ve her bölüm kendini biraz daha sevdiriyor. Yan karakter gibi gözüken ama baş rol kadar öne çıkan o kadar çok  oyuncu var ki hepsini tek tek özlüyorum şu an resmen. Ve en sevdiğim ama en çok üzüldüğüm karakter Choi Dal-Po'nun abisi. Resmen hüngür hüngür ağladığım sahneler diyebilirim. Tamam tamam sustum daha fazla ayrıntı yok. İzlemek isteyenlere haksızlık yapmak istemiyorum. :)





Benim güzel dizimi merak edenler fakat kararsız kalanlar için fragmanlara tam olarak burada :)

Fragman 1

Fragman 2







Dizinin çok beğendiğim OST'lerini tabii ki paylaşmadan geçmeyeceğim :)

Roy Kim -- Pinocchio


K.Will -- The Only Person 


Park Shin Hye - Love Is Like A Snow


Ek Paylaşımlar '' Sevdiceklerim''






















 















 



 



























Gifler için teşekkürler tumblr :)

           Bugün mezuniyet için alışverişteydim yorgunluktan ölüyorum. Bakırköy maceramı başka yazımda anlatacağım. Şimdilik görüşürüz, kendinize iyi bakın :) 



Dipçe: Sasaeng:Hayran oldukları idolleri  takip etmekte rahatsız etmekte birebir hiç çekinmeden yüzsüzce hareket etmekle sanki idolu onun kırk yıllık arkadaşıymışcasına rahat olan kişilere verilen  isimdir.



2 Ocak 2015 Cuma

Unutursam Fısılda

           Merhaba,

           Tam izlemelik köşemin boş kaldığını fark ettim. Aslında çok sık sinemaya giderim fakat başta bloğumda pasta ve gezi üzerine yoğunlaştığımdan biraz boynu bükük kalmış. Bu nedenle 2014'te en sevdiğim filmlerden olan ve yakın zamanda çıkmış bir filmden bahsetmek istedim. Birkaç şehir de hala gösterimde fakat yakın zamanda dvd si çıkar sanırım. Anlatıma geçmeden önce ara ara filmin içeriği hakkında da bilgi vereceğim.


                                                            
Filmin Özeti

Çağan Irmak’ın “Unutursam Fısılda” adlı filminin çekimleri İzmir'de yapıldı. Film, Tarık ile kurduğu hayallerinin peşinden İstanbul’a giden genç kasabalı Ayperi’nin şöhret yıllarını, hayalleri için ayrıldığı kasabaya uzun yıllar sonra dönüşünü ve geçmişiyle hesaplaşmasını konu alıyor.


         Benim kendi düşüncelerime gelecek olursak. Filme başta biraz ön yargıyla gitmiştim kabul etmeliyim. Hatta bu nedenle gösteriminden biraz geç bile gittim. Fakat film oldukça başarılıydı. Genç bir kız, cesaretli ve arkasına bakmadan hayallerinin peşinden gitti. İlk aşkın getirdiği heyecan, tutku ve saflık hepsi hoş bir harman halindeydi. Ayperi'nin Erhan karakterine karşı duruşu da ayrıca hoşuma gitti. Eşim öldü öyleyse beni karşılıksız seven adamın kollarına koşayım mantığı içermedi film. Ablası ise kardeşinin sevdiği adamla kaçmasını yıllar boyunca unutamayan kin dolu bir karakterdir. Fakat kardeşinin hastalığını öğrendiğinde kendi hatalarıyla da yüzleşmek zorunda kalmış ve sonuçta kardeş sevgisi ağır başmıştır.





 
 






         Filmin müzikleri de en az film kadar dikkat çekti. Farah Zeynep Abdullah'ın mmüzikler konusunda büyük beğeni kazandığını söylemek yanlış olmaz. Mehmet Günsür ve Kerem Bürsin ile oldukça eğlenceli sahneleri var.






Gel Ya Da Git - Farah Zeynep Abdullah
Bir Mazi Bin Hatıra - Farah Zeynep Abdullah
Nafile - Farah Zeynep Abdullah
Kirli Beyaz Kedi - Kenan Doğulu
Sevdim - Farah Zeynep Abdullah
Ben Bir Köylü Kızıyım- Ajda Pekkan
Başka Güzel - Farah Zeynep Abdullah

       



            Filmi vizyonda izleyemeyenlerin mutlaka DVD'sini alıp izlemelerini öneririm. Film ne çok fazla dram dolu ne de komedi her şeyin oldukça dozunda kullanıldığını düşünüyorum. Sıkılmadan geçireceğiniz ve izlediğinize pişman olmayacağınız çok güzel bir film. Tabi ki Çağan Irmak'tan daha azı beklenemezdi.


      Sonra görüşmek üzere, kendinizi çok sevin, bol bol film izleyin :)